Belçika’nın masal şehri olarak anılan Brugge‘da özellikle Belfry ve Burg Meydanı’nı mutlaka görmenizi tavsiye ediyoruz. Sadece kısa bir internet araştırmasıyla bile neleri kaçırdığınızı görebilirsiniz. Bu yazımızda Belçika’nın en iyi korunaklı orta çağ şehrine olan seyahatinize başlamadan önce dikkat etmeniz gerekenleri kısaca sizin için araştırdık.
1. Geceyi, hafta sonunu veya haftayı geçirin
Birçok turist, Belçika’yı kısa zamanda gezip dönmeyi planlar. Brüksel’den günübirlik turlarla gelenler Antwerp, Brugge ve Gent’i ziyaret ederler. “Kuzey’in Venedik’i” olarak da bilinen Brugge için en az bir gece konaklamalı bir seyahat tavsiye ediyoruz. Brugge şehir merkezi biraz küçük bir yer. Günübirlik turistler Burg ve Markt meydanlarına uğradıktan sonra Belfry’ye tırmanmayı, bir waffle yiyerek dönmeyi tercih ediyor. İşte sadece bu aktivitelerle sınırlandırılmış Brugge gezisi, UNESCO etiketli en büyüleyici sırların ve görkemli otellerin keşfedilmesini engelliyor. Siz Brugge seyahatinizi biraz daha uzun tutun.
2. Kanallar boyunca bir akşam yürüyüşü
Tren veya otobüsünüzü kaçırdığız için üzülmeyin. Çünkü Brugge’de muhtemelen kaçırdığınız bir başka pastoral deneyim olan akşam kanallar boyunca yürümek size huzur verecek. Brugge sokakları hava karardığında daha sessiz bir hale geliyor. Dolayısıyla Groenerei, Sint-Annarei veya Gouden-Handrei’ye giden yolda yürümek size eşsiz bir deneyim sağlayacak.
3. Büyük dans partileri beklemeyin
Güneş battıktan sonra orta çağın merkezi Brugge’un gece hayatında çılgın partiler, yüksek sesle müzik yapan eğlence merkezleri düşünmeyin. Şehirde Eiermarkt’ın yanı sıra, öğrenci barları ve geceleri canlı DJ setlerine ev sahipliği yapan tek tük birahanelerin dışında oldukça rahat teraslar ve mahzen barlarını tercih edebilirsiniz. Bu sayede hem eğlencenin hem de sakinliğin tadını çıkarabilirsiniz.
4. Evlilik teklifi merkezi
Kanallar boyunca birçok romantik sahneye tanıklık edebilirsiniz. Bu yüzden bağlanma korkusu olanlara Brugge biraz fazla gelebilir. Burada güllerin tavandan sarktığı ve birçok aşk kuşunun buluşma noktası olan sevimli küçük bir ev olan Café Rose Red’i mutlaka görmenizi öneririz.
5. Yiyeceklere teslim olmak hayatınızı kolaylaştıracak
Bir Burgonya türünde gurme kasaba olan Brugge seyahatiniz sırasında diyetinize bağlı kalmanız pek mümkün olmayabilir. Çünkü 50 çikolata dükkânı, çok sayıda wafflecı ve ülkenin sevilen patates kızartmasına adanmış tek müzesini dolaşmak ve hiç bir şey yememek biraz zor olabilir. Den Amand, Den Huzaar, Ganzespel ve Gran Kaffee de Passage gibi ev gibi restoranları Flaman tarzında birinci sınıf konfor yemekleri ile sizi bekliyor olacak.
6. Kalabalığa tahammül edemiyorsanız, kışın gidin
Yaz aylarında insan kalabalığının arasında sıkışık dolaşmak size göre değilse, Brugge seyahatiniz için aralık ayının başı ve ocak ayının tamamını burada geçirebilirsiniz. Çünkü bu zamanlar Brugge’un yoğun olmadığı zaman dilimleridir. Her iki durumda da şehir bir kış harikalar diyarının tüm işaretlerini taşıyor.